DEZENFORMASYON YASASI
Basın Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin İncelemesi Bölüm 1;
Uzun zamandır gündemde olan sosyal medya ve internette “ Yalan Haberle Mücadele” yi hedefleyen ve kamuoyunda “ Dezenformasyon Yasası “ olarak adlandırılan Basın Kanunu ile Bazı kanunlarda Değişiklik yapılmasına dair yasa teklifi 26 Mayıs 2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmuş, Başkanlık tarafından esas komisyon olarak Adalet Komisyonu’na tali komisyon olarak da Dijital Mecralar Komisyonu’na sevk edilmiştir.
Kamuoyunun yakından takip etmiş olduğu ve meclisin açılışında görüşülecek olan bu yasa tasarısını detaylı bir şekilde sizler için inceledik. Özellikle kamuoyunun çok üzerinde durduğu maddeleri daha detaylı bir şekilde sizlere aktarmaya çalışacağız.
- Basın Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Nedir?
Teknolojinin önemli sonuçlarından biri olan internet, diğer kitle iletişim araçlarını geride bırakırken; internet üzerinden geliştirilen ve her geçen gün artan kolay erişim ve iletişim yöntemleri, “sosyal medya” kavramını toplumsal yaşamın merkezine taşımıştır. İnternet, haber ve bilgiye erişimi kolaylaştırdıkça ve hızlandırdıkça, buna bağlı olarak sosyal medyanın kullanımı da artmaktadır. Bu artış, yeni ve farklı temalı sosyal medya platformlarının oluşmasına ve insanların zamanının büyük bir bölümünü bu platformlarda geçirmesine neden olmaktadır. Öyle ki, dijitalleşme ortamıyla bağlantılı olarak yeni sosyal problemlerin, kişilik bozukluklarının ya da psikolojik hastalıkların tartışıldığı bir dünyaya doğru gidildiği, uzmanlarınca dile getirilmektedir. Diğer taraftan dijital dünyanın insan hayatında fazlasıyla etkili olması ve sosyal medya platformlarının bu denli çeşitlenmesi, kişilerin gerek sosyolojik gerek hukuki birçok problemle veya kişisel haklarının ihlaliyle karşılaşmasını beraberinde getirmiştir. Buna karşın sosyal ağ sağlayıcıların veya dijital dünyanın arka planında rol alan diğer aktörlerin, geniş çaplı kullanıcı sayıları ile kullanıcı verilerinden yararlanarak elde ettikleri milyarlarca dolar gelire veya özel bilgiye rağmen, kişilerin haklarının korunması noktasında ihtiyaç duyulan önleyici ve koruyucu mekanizmaları geliştirmedikleri ya da etkin tedbirler almadıkları ve yahut kullanıcıların ve devletlerin haklı taleplerine direnç gösterdikleri gözlemlenmektedir.
İnternet ortamının; ulusal sınır tanımayan olgusu, hızlı erişim ve geniş paylaşım kolaylığı sağlaması, dağınık, çok değişkenli ve dinamik küresel ağ yapısı nedeniyle kötü niyetli kullanıcıların kimliklerini gizleyerek yasa dışı iş ve eylemlerini hayata geçirmesine fırsat tanıdığı artık bilinen bir gerçekliktir. Dolayısıyla, sahte isim ve hesaplarla yasa dışı içerik oluşturup paylaşma, farklı siyasi düşüncedeki kişilere, herhangi bir alanda rakip olarak gördüklerine, farklı dinlere veya milletlere yönelik küfür, iftira veya hakaret etmek, karalamak ya da itibarsızlaştırmak, nefret ve ayrımcılığa zemin oluşturmak amacıyla kullanıldığı durumlarda internet, düzenleme yapılması gerekli alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durumda kişilik hakları ihlal edilen bireyler, anayasal güvence altında olan haklarının korunması noktasında devletten beklenti içine girmektedirler. Devletin bu alandaki yükümlülüğü, temel hak ve özgürlüklerin korunacağı ve aynı zamanda ifade özgürlüğünün de güvence altına alınacağı düzenleyici bir rol üstlenmesidir. Bunun sonucunda devletlerin vatandaşlarının temel hak ve özgürlüklerini hem diğer kullanıcılara hem de sosyal medya platformlarına karşı koruması gerekmektedir. Nitekim hem Avrupa ülkeleri (Almanya, Fransa, İngiltere…) hem de Amerika Birleşik Devletleri, dijital dönüşümün küresel ölçekte ve toplumun tüm kesimlerinde hissedilir hale gelmesi ile birlikte bu alanda yeni regülasyonlar yapmaktadırlar. Avrupa Birliği “Digital Services Act/ Dijital Hizmetler Yasası” ile “Genel Veri Koruma Tüzüğünde” olduğu gibi yine öncü regülatör olarak gerekli adımları atmaktadır. Ülkemiz de dijital dünyada vatandaşlarının karşılaştığı sorunları, gerçek dünyada olduğu gibi çözebilmek adına, söz konusu diğer ülke ve uluslararası kuruluş düzenlemelerini de dikkate alarak gerekli adımları atmayı hedeflemektedir. Bu adımların zemininde, özellikle ifade özgürlüğüne temas eden noktalarda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan hükümler yer almaktadır. Anayasanın ilgili hükümleri ile tanınan ve koruma altına alınan temel hak ve özgürlükleri, Ülkemiz gerçek dünyada olduğu gibi, dijital dünyada da korumayı amaçlamaktadır. Belirtmek gerekir ki, dijital dünyada da insanların onur, şeref ve saygınlığının, kişisel haklarının, özel hayatlarının dokunulmazlığının ve kişisel verilerinin korunması gerekmektedir.
Teklifle internet haber siteleri 5187 sayılı Basın Kanunu ile 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun kapsamına alınmış ve çalışanları yazılı medyada çalışan basın mensupları ile eşit şartlara sahip hale getirilmiştir. 5953 sayılı Kanunda yapılan değişiklikle; internet haber sitelerinde fikir ve sanat işlerinde ücret karşılığı çalışanlar da gazeteci tanımına dahil edilmiştir. Bu sayede ifade özgürlüğü ve doğru haber alma hakkının kuvvetlendirilmesi hedeflenmiştir.
Değişiklik Teklifiyle, internet haber siteleri süreli yayın kapsamına alınarak, süreli yayınlara benzer şekilde beyanname verilmesi, cezai ve hukuki sorumluluğu, düzeltme ve cevap hakkı, tabi olacakları yargılama usulü ve beyannamelerin verileceği mercii düzenlenmiştir. İnternetin doğası ve dinamik yapısından kaynaklanabilecek problemlerin giderilmesi amacıyla bir içeriğin internette ilk kez sunulmaya başlandığı tarihin, her erişildiğinde değişmeyecek şekilde içeriğin üzerinde belirtilmesi zorunlu hale getirilerek bu içerikten doğacak sorumluluklar açısından tarih tespiti mümkün hale getirilmektedir. Böylece basın duyurularının ve yargı organlarınca verilen yayın yasağı kararlarının hızlı ve etkin bir şekilde tebliğinin sağlanması amaçlanmaktadır.
Ayrıca, 195 sayılı Basın İlan Kurumu Teşkiline Dair Kanunda, internet haber sitelerini de kapsayacak şekilde değişiklik yapılarak, resmi ilan ve reklamların bu mecralarda belirli kurallar çerçevesinde yayınlanmasının sağlanması suretiyle hâlihazırda yazılı medya işletmelerine verilen resmi ilan ve reklamların, internet haber sitelerine de verilmesi öngörülmektedir.
Diğer taraftan, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda yapılan değişiklikler ile uygulamada karşılaşılan sorunların giderilmesi amacıyla içeriğin çıkarılması/erişimin engellenmesi kararlarının uygulama mercii noktasındaki tereddütlerin ortadan kaldırılması ve Erişim Sağlayıcıları Birliğinin görev ve yetki alanının belirlenmesi öngörülmektedir. Çocukların, gençlerin ve ailenin internetin yasa dışı içerikleri hakkında bilinçlendirilmesi ve güvenli kullanımı konusunda bilgilendirilmesi için Birliğe ilave görevler tevdi edilmektedir. Kişilik haklarının korunmasına yönelik olarak Birliğe yapılan müracaatlara ilişkin yapılacak itirazlarda takip edilecek yargısal denetim usulü hususunda düzenleme yapılmaktadır.
Gelişen teknoloji ile birlikte, internet ortamında işlenen suça konu yayınların içerik veya yer sağlayıcısının belirlenmesinde yaşanan sorunlar nedeniyle içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı verilebilecek katalog suçlarda, yurt içi-yurt dışı ayrımı kaldırılmaktadır.
7253 sayılı Kanunla düzenlenen sosyal ağ sağlayıcıların yükümlülük ve sorumluluklarına yönelik; muhataplık ilişkisinin güçlendirilmesi, raporlama yükümlülüğünün kapsamının genişletilmesi, çocuklara yönelik uygulamalar konusunda ayrıştırılmış hizmet sunumunun sağlanması, yargı mercilerinin bilgi taleplerine süresinde ve doğrudan cevap verilmesi, kullanıcı haklarının korunması, kamu güvenliğini ve kamu sağlığını etkileyen olağanüstü durumlarda kriz planı oluşturarak etkin önlemler alınması gibi hususlarda Avrupa Birliğindeki regülasyonlara ilişkin gelişmeler de göz önünde bulundurularak ilave düzenlemeler yapılmaktadır.
Ayrıca, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununda öngörülen değişikliklerle; şebekeler üstü (Over The Top (OTT) – İnternet Tabanlı) hizmetler tanımlanmaktadır. Türkiye’deki herhangi bir mevzuata tabi tutulmadan sunulan bu hizmetler, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından yetkilendirilen ve benzer hizmeti sunan işletmeciler açısından haksız rekabet oluşturduğu için BTK’ya bu hizmetlere ilişkin gerekli düzenlemeleri yapma ve ilgili tedbirleri alma hususunda yetki verilmektedir.
Değişiklik Teklifiyle yalan haberin vardığı nokta ve etkileri dikkate alınarak dezenformasyonla mücadele kapsamında bir taraftan idari tedbirler güçlendirilirken diğer taraftan 5237 sayılı Kanunun “Kamu Barışına Karşı Suçlar” başlıklı beşinci bölümünde “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” başlığıyla müstakil bir suç ihdas edilmektedir. Bu doğrultuda, sırf halk arasında endişe, panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilginin, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayılması suç olarak düzenlenmektedir. Böylelikle failde özel kast, gerçeğe aykırı bilgi de özel nitelik ve eylemde elverişlilik aranmaktadır.
- Basın Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi İle Değişiklik Yapılacak Kanun Maddeleri Nelerdir?
Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, yürürlük ve yürütme maddeleri hariç 38 maddeden oluşmakta, Teklif ile 51 madde de değişiklik ve 13 yeni madde ihdas etmek suretiyle aşağıdaki 23 kanunda değişiklik öngörmektedir.
- 09/06/2004 tarihli ve 5187 sayılı Basın Kanunu,
- 02/01/1961 tarihli ve 195 sayılı Basım İlan Kurumu teşkiline Dair Kanunu,
- 31/05/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu,
- 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu,
- 08/09/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu,
- 13/06/1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlarla arasında ki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun,
- 09/06/1930 tarihli ve 1700 sayılı Dahiliye Memurları Kanunu,
- 11/02/1959 tarihli 7201 sayılı Tebligat Kanunu,
- 04/01/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu,
- 14/07/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu,
- 24/04//1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu,
- 06/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu,
- 04/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu,
- 24/05/1984 tarihli ve 3011 sayılı Resmi Gazete’ de Yayımlanacak Olan Yönetmelikler Hakkında Kanun,
- 21/06/1987 tarihli ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu,
- 29/06/2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun,
- 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu,
- 13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu,
- 05/03/2022 tarihli ve 7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu,
- 26/09/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu,
- 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu,
- 04/05/2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun,
- 05/11/2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu,
- Basın Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklif Maddeleri ile ilgili Değişiklik Yapılacak Kanun Maddeleri Tablosu
Aşağıda Basın Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklif Edilen Maddelerin yukarıda belirtmiş olduğumuz maddeler ile eşleştirme tablosu görülmektedir. Tablo1 ve Tablo 2
- Basın Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin Atıfta Bulunduğu “ Digital Services Act / Dijital Hizmetler Yasası Nedir?
Avrupa Birliği (AB), mart ayında Dijital Piyasalar Yasası’nı çıkarmış (DMA), bu yeni düzenleme ile teknoloji firmalarının birtakım değişikliklere gitmek zorunda olduğu ve Avrupa pazarındaki rekabetinin daha adil hale geleceği ifade edilmişti. Şimdiyse AB’nin çevrimiçi dünyayı denetlemek amacıyla dijital firmaları daha da zorlayacak yeni bir yasa düzenlemesi üzerinde anlaştığı bildirildi.
Saatlerce süren müzakerelerin ardından bu sabah erken saatlerde, teknoloji şirketlerini platformlarındaki içerikler için daha fazla sorumluluk almaya zorlayacak olan Dijital Hizmetler Yasası’nın (DSA) şartları üzerinde anlaşmaya varıldı. Yasanın, 1 Ocak 2024’te Avrupa pazarındaki tüm şirketler için geçerli olacağı ifade edildi.
Yeni düzenleme kapsamında yasa dışı içeriklerin ve ürünlerin daha hızlı kaldırılması, kullanıcılara ve araştırmacılara algoritmalarının nasıl çalıştığının açıklanması ve yanlış bilgilerin yayılmasına karşı daha sıkı önlemler alınması gibi yükümlülükler yer alıyor. Bununla birlikte şirketler, yasadaki maddelere uymazlarsa yıllık cirolarının yüzde altısına kadar para cezasına çarptırılacak.
Konuya dair yaptığı açıklamada Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “DSA, AB’deki tüm çevrimiçi hizmetler için temel kuralları güncelleyecek” diyor ve “Yasa, çevrimdışı yasa dışı olanın, çevrimiçi yasa dışı olması gerektiği ilkesine pratik bir etki sağlıyor. Boyut ne kadar büyük olursa, çevrimiçi platformların sorumlulukları da o kadar büyük olur.” diye de sözlerine ekliyor. Teknoloji düzenlemesinin çoğuna öncülük eden Avrupa Rekabet Komiseri Margrethe Vestager ise yasanın “platformların hizmetlerinin topluma ve vatandaşlara karşı oluşturabileceği risklerden sorumlu tutulmasını sağlayacağını” ifade ediyor.
Bununla birlikte hem DMA hem de DSA teknoloji dünyasını etkiliyor; ancak DMA, işletmeler arasında eşit bir oyun alanı oluşturmaya odaklanırken, DSA, şirketlerin platformlarındaki içeriği nasıl denetlediğiyle ilgileniyor. Bu nedenle DSA’nın internet kullanıcıları üzerinde daha hızlı bir etkisi olacağı belirtiliyor.
DSA’nın nihai metni henüz yayınlanmadı, ancak Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Komisyonu tarafından DSA’nın içereceği yükümlülükler şu şekilde detaylandırılıyor:
- Bir kişinin dinine, cinsel yönelimine veya etnik kökenine dayalı hedefli reklamlar yasaklanmıştır. 18 yaş altı bireyler de hedefli reklamlara konu olamaz.
- Kullanıcıları belirli seçimler yapmaya yönlendirmek için tasarlanmış kafa karıştırıcı veya aldatıcı kullanıcı arayüzleri olan “karanlık desenler” yasaklanacaktır. AB, kural olarak, abonelikleri iptal etmenin onlara kaydolmak kadar kolay olması gerektiğini söylüyor.
- Facebook gibi büyük çevrimiçi platformlar, tavsiye algoritmalarının (örneğin, Haber Kaynağı’ndaki içeriği sıralamak veya Netflix’te TV şovları önermek için kullanılan) çalışmasını kullanıcılar için şeffaf hale getirmek zorunda kalacak. Kullanıcılara ayrıca “profil oluşturmaya dayalı olmayan” bir öneri sistemi sunulmalıdır. Örneğin Instagram söz konusu olduğunda bu, kronolojik bir feed anlamına gelir.
- Barındırma hizmetleri ve çevrimiçi platformlar, yasa dışı içeriği neden kaldırdıklarını açık bir şekilde açıklamalı ve kullanıcılara bu tür yayından kaldırma işlemlerine itiraz etme olanağı sağlamalıdır. DSA, hangi içeriğin yasa dışı olduğunu tanımlamaz ve bunu tek tek ülkelere bırakır.
- En büyük çevrimiçi platformlar, araştırmacılara “çevrimiçi risklerin nasıl geliştiğine dair daha fazla bilgi sağlamak” için önemli veriler sağlamak zorunda kalacak.
- Çevrimiçi pazar yerleri, yasa dışı mal veya hizmet satan kişileri takip etmek için platformlarında tüccarlar hakkında temel bilgileri tutmalıdır.
- Büyük platformlar ayrıca krizler sırasında yanlış bilgilerle başa çıkmak için yeni stratejiler sunmak zorunda kalacaklar
Bununla birlikte DSA, DMA gibi, farklı büyüklükteki teknoloji şirketleri arasında ayrım yapacak ve daha büyük şirketlere daha büyük yükümlülükler getirecek. Bu da demek oluyor ki Meta ve Google gibi AB’de en az 45 milyon kullanıcısı olan en büyük firmalar en fazla incelemeyle karşı karşıya kalacak.
DSA’nın bu hükümleri artık AB üye devletleri tarafından kabul edilmiş olsa da, yasal dilin hala nihai hale getirilmesi ve kanunun resmen oylanarak yasalaşması gerekiyor. Kurallar, yasanın oylanmasından 15 ay sonra, yani 1 Ocak 2024’ten itibaren tüm şirketler için geçerli olacak.
Basın Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin incelenmesinin ikinci bölümünde görüşmek üzere…
Sevgiyle Kalın.
Cüneyt Üre
Adli Bilişim & Siber Güvenlik Uzmanı
No Comments